Bu Hafta Ne Okusam
Kısa ömrümüzün uzun hikayesi: Hesap günü!
Usta hikayeci Mustafa Kutlu'nun son hikaye kitabı Hesap Günü, okuruna hem bu dünya ile hem de nefsiyle hesaplaşma imkanı sunuyor.
Modernleşme ile yaşadığımız toplumsal dönüşüme her zaman olduğu gibi sinemasal bir bakış açısıyla yaklaşan yazarın kadrajında yine insan var
Hayat bu. Hep devam edecekmiş gibi gelir ama ansızın sonlanır. Bir musalla taşında kendini bulduğunda her şeyin bittiğini idrak edersin. Ne fayda! Olan olmuş, yaşanan kayda geçmiştir. Kısa bir perdeden ibaret olan hayat sahnesinin son seyir makamı musalla taşındasındır artık. Tıpkı kitabın kahramanı Paşazâde Bedir gibi. Hikayeciliğin yaşayan en büyük isimlerinden Mustafa Kutlu her yıl uzun bir hikaye ile karşımıza çıkıyor. Bu kez kısa ömrümüzün uzun hikayesini Hesap Günü'nde anlatan Kutlu, okuruna bu dünya ile hesaplaşma ve nefis muhasebesi yapma çağrısı yapıyor.
MODERN KISSA ANLATISI
Zengin bir Osmanlı paşası olan Arif'in torunu Bedir'in musalla taşındaki tabutuyla açılıyor hikaye. Anlatan da bizzat musalla taşındaki Paşazâde Bedir. Bugüne kadarki Kutlu hikâyelerinde pek de rastlamadığımız bir fantastik boyut bu. Bedir'in cenazesine gelenleri görmesini ve onlarla ilgili yaşadıklarını geçmişe dönerek okura aktaran Kutlu, bir kıssa anlatıcısı gibi bazen muzipçe bazen de hüzünlü geçişlerle süslüyor hikayesini. Bir Osmanlı paşasının torunu olan Bedir Bey, sınıfsal olarak Kutlu hikâyesinde az rastladığımız kahramanlardan birisi. Eserlerinde daha çok Anadolu insanına eğilen Kutlu, Hesap Günü'nde Beyaz Türklerin dededen toruna uzanan macerasını ele alarak bu kesimin benzer dönüşüm içindeki yerine odaklanıyor. Haliyle de hikayedeki satır aralarından dinle araya konan mesafeden yabancılaşmaya, ihracata dayalı kalkınma hamlesine kendisini kaptıran bireylerden popüler kültüre kadar bir çok tema ile de hesaplaşıyorsunuz. Kariyer ile idealsizliğin atbaşı gittiği kitap, içerisindeki karakterler vasıtasıyla bize savruluşları, kimliği ile sorunlu insanların çürüyüşlerini ve tatminsizliklerini resmediyor. Ölüm ve yaşam arasında, maddiyat ile maneviyat arasında, hüzünle sevinç arasında, egoistlikle paylaşmak arasında gelgitlere kapı aralayan Hesap Günü, okura da nefsiyle muhasebe imkanı vermesi bakımından önemli. Her hikayesinde olduğu gibi karakterleri vasıtasıyla insanlara merhamet ve şefkatten beslenen bir ruh hali ile bakan Kutlu, tarafsız gözlem yeteneğini bu kitapta da sürdürmeyi ihmal etmiyor. Her zamanki sıcak ve yer yer nükteli anlatımıyla klasik üslubunu bu kitapta da öne çıkaran Kutlu, kitabın son cümlesinde, musalla taşında yalnız başına kahramanını değil sizi bırakıyor adeta. Ve bu hikaye bitince kendi hikayeniz başlıyor böylece. Ne diyor Kutlu son olarak: "Az önce orada biri vardı. Şimdi yok."
BÜYÜK OYUN'UN PERDE ARKASI
Yakın coğrafyamızı daha iyi anlamak ve sahnelenen tezgahları çözmek için farklı okumalar yapmak elzem. Ark Kitapları'ndan çıkan ve beş kitaplık bir seriden oluşan Büyük Oyun'dan Dersler, güncel tartışmalarda sıkça rastladığımız konular hakkında gözü pek ve içeriden bir perspektif sunuyor. Kitapta bahsedilen bölgelerde neredeyse ömrü geçen yazar Bülend Tokgöz'ün ilk kitabı Gerillalar ve Kontgerillalar, bir tarih kitabı sayılabilir. Oldukça akıcı bir dille yazılan kitapta bilhassa Anglo-Afgan Savaşları üstünde duruyor ve bu savaşın arka planına dair ilginç tesbitler yapıyor. İngilizlerin kontgerilla mirasına eğilerek sınırın Pakistan tarafında kalan Peştu kabilelerin İngilizlere karşı mücadelesine de değinen kitapta eski Taliban ile yeni Taliban'ın mukayesesi de yapılıyor ki günümüzdeki gelişmeleri anlamak bakımından önemli bir perspektif sunuyor. İkinci kitap Stratejiler Komplolar'da ise Afganistan'ı büyük oyunun sahası olarak kabul ediliyor ve oyunun kurucusu olan Rusya, İngiltere ve ABD'ye değinerek Ruslara karşı yapılan Afgan cihadı, can alıcı yönleriyle okura sunuluyor. Serinin üçüncü kitabı Reisler, Taliban'lar eseri ise liderlerin biyografilerinden hareketle hareketin örgütlenme ve sorunlarına tüm yönleriyle Pakistani Taliban'a zum yapıyor. Hücumlar ve Cürümler isimli dördüncü kitap ise bölgenin kır ve şehirlerinde yaşanan çarpışmaların aşamalarını inceliyor ve Pakistan'a yönelik eleştirilerini de burada sıralıyor yazar. Büyük Oyun'dan Dersler isimli serinin beşinci ve son kitabı ise Sünniler, Şiiler ismini taşıyor. Bugün bütün dünyaya yayılan kavganın bölgesel dinamiklerini çözümleyen yazar "Müslüman imparatorluklar veya halifelikler devrinde Şii-Sünni çatışmasının tabiatı, otorite ile muhalefet arasında cereyan ediyor olmakla sabitlenmişti... Yabancı ve laik bir idare altında çatışma, istikamet değiştirerek cemiyet katında yayılmış, ilahiyatçıların münakaşaları avamın birbirine düştüğü kapışmalar halini almıştır" tesbitinde bulunuyor. Sünni ve Şii militanlığın öznelerini ve fiillerini etraflıca anlattıktan sonra savaşın genel gidişatı hakkında net tasvirler yapan Tokgöz'ün eserleri olan biteni farklı yönleriyle anlamak isteyenlere çok şey söylüyor.